28.02.2009
Rüyalar gerçek olsa ben celebrity olurdummm...
ay ne bilim böyle bunları düşünürken kimbilir belki şu dizide ben oynardım, belki senarist olurdum, acaba hiç başrol oynar mıydım gibi şeyleri aklımdan geçiriyodum fazla derine dalıp hayal kurmaya başladım.....
keşke böyle bi uyansam bi dönsem yanımda Murat Boz yatıyo.. Anam ya bismillah diye ayağa kalksam, aaaa bi baksam bacaklarım incelmiş, o yan simitlerim yok, göbek dümdüz olmuş.. hemen aynaya doğru koşsam ayy dişlerimde inci tanesi gibi düzeltirmişim olsa.. Sonra yorganın altından murat bozu uyandırmadan pipisine baksam.. merak napim, o benden önce uyansa -na buraya yazıyorum oda biciklerime bakardı... Sonra yatak odasından çıksam, ev kocaman ama baktıkça gözlerim kamaşıyo olsa.. kadının biri bana doğu koştursa, masuscuktan menejerimmiş..
- PuCCa hanım, brad aradı, obama sizi 5 çayına bekliyor, Abdullah Gül buraya geliyormuş sizinle birlikte basın toplantısı düzenlemek istiyorlar.. unutmayın saat 2 de çekiminiz var...
- brad derken, pitt olan mı yani
- bana bir daha söyleme diye uyarmıştınız ama çok ısrar etti ille dedi 'PuCCama söyle, angelina denen ucube ucuz karıyı boşadım... ben PuCCama köpekler gibi aşığım'
- brad aşkımdan ölüyo ve ben murat bozla mı yatıyorum.. Bumu yani olay.. evet sarı erkek sevmem ama buda eşeklik yani..
- hatırlamıyo musunuz, oscar töreninde ödül alırken Türkçe konuşmadınız diye medya üstünüze yürümüştü.. sizde milliyetçi duygularınızı göstermek için, bakın dünya peşimde ama ben Türklerden başkasına vermem diyerek açıklama yaptınız..
- ayy ayy tam bana yakışan bir hareket yapmışım.. lan hayvanat karı!! uyarsana beni milliyetçilik kavramını karıştırdınız hanımım diye... aaa ırkçımıyım lan ben üstüme iyilik sağlık.. neyse yolla şu herifi, o kadar adam peşimde muratı napim bee, dötünü veriyo diyolardı onun için zaten.. yada dur durr, bekle bi son defa daha yanına gideyim sonra yollarsın...
------
Sona böyle evi gezsem, kocaman olsa böyle.. Bi odayı sinema yapmışım masuscuktan çok güzel olmuş ama.. eşyalar falan off diyorum.. Bizim ev kadar bir odası olsa orada sadece ayakkabılarım olsa.. sonra bizim evin iki katı kadar bi oda daha olsa orda da kıyafetlerim olsa.. Ama her markadan.. Bi giydiğimi bi daha giymiyomuşum falan öyle yani..
Sonra böyle camdan bi bakıyorum ohaaa newyorkun gökdelenlerini görüyorum.. yolda zenciler felan yürüyor böyle aa bi bakıyorum robinle ted geçiyo.. "heloooooo teddd, heloooo" diyorum el sallıyorum.. Bi anda bi bakıyorum karşı gökdelende flashlar patlıyor, anam o ne heryan paparaziler dolmuş.. hemen sabahlıklarımla uçar gibi içeri koşuyorum... sonra menejere bağrıyorum... "barney cidden idnemiymiş bi araştırsana" diyorum..
Sonra alt kata iniyorum bi bakıyorum havuz var evin içinde, hemde olimpik..
- havuz niye yaptırdım ki ben, şunun suyunu boşaltın hemen.. aaa!!! ya gece karanlıkta gelsem düşsem.. bilmiyo musunuz siz korkarım ben sudan, yüzemem.. atacam ama haa kızım seni işten pezevenkliğimi yapacağına şu işlerle ilgilensene...
- PuCCa hanım, siz eve gelen erkek misafirlerinizi sliple görebilmenin tek yolu bu diye düşünmüştünüz.. toplu ev partilerinde kullanmak için yaptırmıştınız havuzu hatırlamıyo musunuz..
- hımm öyle mi yapmışım.. maşallah bana yani, hala abazanlığımdan bişey kaybetmemişim.. allam töbe yaa, boşaltın şunun suyunu takılarımla doldurun.. burası takı havuzum olsun...
...
Ya tabi bu çok uçuk ama fantezilerim bu yönde ne yalan sölim.. ama genede isterdim ek kontenjanla oraya gitmeseydim de, konservatuarı okuyup en azından bişeyler başarabilseydim.. Sanki hayatta hiçbirşey başarmamışım, hiç sevilmemişim, güzel güzel günler görmemişim gibi geliyor... çocukluğum bok gibi, gençliğim öyle.. ayy bari 25den sonrası güzel geçse...
yaa bu arada allamm nolur bir sevgilim olsun geberecem çünkü.. adet dönemi öncesindeyim şuanda zati.. ayy duvarlar üstüme üstüme geliyo.. eskiden kurduğum hayallerde böyle parlak elbiseler, oscar ödülleri, (ahaaha bu arada bişi dicem oscarı alsaydım yapacağım konuşmam bile hazır şimdiden :PpP) ay ne bilim işte dünya barışı için bişiler yapıyorum, sıla tokası gibi PuCCa tokası çıkartmışım, ay herkes bana hasta, ne giysem onun elbisesi bostanlı pazarında satılıyoo.. "PuCCadaaa bu donuu giyiyorr gelll ablaaa gellll" elimde kahveyle arabaya binerken magazinciler beni çekiyo böle hep.. salıncakta iki kişi beni yazıyo.. Ayy PuCCa'nın tarzı mükemmel bebek gibi falan diyor hakkımda.. Beyaz bana aşkını tvden söylüyor, programına çıkmıyorum tabi tarkan bile sallamıyo herifi de ne beyazı yani.. falan filandı hep düşlediklerim.. bide buna bak hayal erkekten geçilmiyo.. allam yaa sen bilirsin de yani, yeter neyin cezasını veriyosan artık uslandım bana bir sevgili aaaaaaa!!!!
Sonradan gelen edit (bacıma özendim): Bizim paraların bi kısmını ödediler. benimkinin çoğu borçlarıma gitti.. elimde azcık para kaldı.. Şimdi düşündüm taşındım gaza geldim.. Dedim ki bundan sonra yok ünlü olamam ben.. burda da benim götümü kaldırdınız yok senaryo yaz sen falan diye.. (tabi bunu aşağılamak için yazdın ama benim götüm kalktı) neyse işte lan dedim, belki bir umut, senarist olurum.. hem o zaman zayıf olma gibi bi derdim de olmaz.. entel bi senarist olurum.. koltuk altlarımı bırakırım falan, saçlarımı perma yaptırırım.. incikli boncuklu entel dantel kıyafetler giyerim.. erkeklerle yatacağıma çikolata yerim.. şaraptan başka içki içmem.. veee en en önemlisi hayvanlar gibi şişko olabilirim ne olcak.. entel bi senaristim kime ne yani..
Dudak parlatıcılarına verdiğim parayı da kısarım bu sayede..
Demem o ki elimdeki parayla içip sıçıp dağıtacağıma senaryo kursuna yazılacağım.. bi bok olamasam da kolumda bi bilezik olur..
27.02.2009
Ankara'dan nefret etmek için bir milyon sebebim var...
19.02.2009
İçimdeki kıronun liseli aşkı
Artık öğlen yemeklerinde hep beraberiz, esra ceyhanı satıp onla çıkıyorum yemeğe, çıkışlarımız aynı saate denk gelirse bişeyler yiyip öyle dönüyoruz eve.. Bazen sıkılıyorum yani inanılmaz çok şey biliyor, ve bunları sürekli bak bu böyle şu böyle diye anlatıp duruyor.. Ama anlatırken hep böyle bir ağabey havasında, ders verir gibi.. "Yani PuCCa demem o ki, sende böyle birşey alırsan kendine sonuç bu olabilir, Seninde anladığın gibi orası gidilecek biryer değil, Umarım anlatabildim" tarzı kelimelerle cümlelerini bitiriyo.. yani bunun ana fikri, sen malsın, azcıkta safsın sen anlaman etmen bu işlerden.. Biraz bozuluyorum ama olsun ben yaptım bunu.. herif ilk başta ne anlatırsa gözlerimi monçiçi gibi açarak, tayyibin davos seferini izleyen coşkulu gençlik havasında hayran hayran izledim onu.. oda naapsın havaya girdi.. iyidir iyidir bu, salak kız olmak hep iş yapar..
...
Bugün içimdeki kıronun beni kamçılamasıyla aklıma bişey geldi.. Baktım adamın bana geleceği yok.. Bari bişeyler yapayım dedim.. Yemekten sonra, hadi kahve içelim dedim, indik aşağıya.. soğuk havanın zihnini açtığına dair bir iddiası varolduğu için götümüz dona dona dışarda içiyoruz arada bir kahveyi.. Arka taraftaki banklardan birine oturduk..tee ne zaman ebru gündeşin bir dizisini izlemiştim, büyük ihtimal daha bluğ çağına girmemiştim bile o dizi varken.. aklımda kalmış birşey.. Ebru abla herifin elini elinin üstüne koyuyor, birbirlerine bakıyorlar, eğer parmaklar kenetlenirse oooohhh çalsın sazlar oynasın kızlar!!!!
bağdaş kurdum, ona doğru döndüm.. bak dedim şimdi sana bişi yapcam, bardağını yana koy.. Açtım parmaklarımı.....
- şimdi elini getir, parmaklarımla birleştir ama sadece dokun.. o sırada da gözlerime bak...
- gözlerine bakamam heycanlanırım, normalde bakamıyorum, şimdi bayılırım sanırım.
dedi, ben orda zaten bitkisel hayata girdim... sonra elini elime koydu öyle bi yandan da bakıyoruz birbirimize ama nasıl kalbim pırpır atıyor, boğazımdan çıkacak, yutkunamıyorum.. mal sırıtış hakim oldu sıfatımda.. allamm çocuklarımın babası bu olmalı diye çığlıklar atıyorum içten içe, o sırada ellerimizde yavaş yavaş içiçe geçmeye başladı.. Sonra bi anda içimdeki sesler dışında başka bir çığlık duymaya başladım uzaklardan gelen böyle "PuCCaaaaaaaa kızımmm yaaaaaa" diye, Esra Ceyhan malının sesi..
Hemen çektim elimi çocuktan.. Gördü bizi geldi yanımıza oturdu..
- yaa bak ya sabahtan beri seni arıyorum, ben nelerle uğraşıyorum sen burda ohhh valla..
- ne oldu tatlım (burdaki tatlım sadece çocuk benim için ne iyi, ne anlayışlı kız desin diye.. yoksaa ne oldu lan ağzına bacana sıçtıımm, iki dakka rahat bırakmıyosun demem lazımdı)
- valla artık hiç beraber olamıyoruz, hiçbişeyden haberin yok senin.. Umrunda değilim zaten.. Hiç ilgilenmiyosun benle yaa, sarma sende şu kızı buralara indirme, sonra yukarda ben milletle uğraşıyorum.
Sonra sarma kalktı gitti.. O kadar büyük sorun dediği şey ise, bu stajerlerden birinin anasını ağlatıyodu.. bütün işleri kıza yıkıp duruyordu.. kıza da bi gazı veriyordu, seni buraya aldırttırcam, ben senin için konuştum kesin burdasın felan gibi.. işte bizimkilerden biride uyarmış esra ceyhan bak yapma diye, kız alınmayacak yazık günah demiş.. buda sinirlenmiş o kimmiş esra ceyhanı uyarırmış bilmem neymiş.. O ortalığı yıka yıka beni aradığı sorun buymuş yani.. Hayır yani bu çocuktan hoşlandığımı da biliyor.. gerizekalı bi sinirlendim..
- yaa bunun içinmiydi esra ya, tam çocukla bişeyler olacaktı ooffff.. iki dakka sabredemedin yukarıya çıktığımda anlatırdın bunu..
- Amann be PuCCa, sen abazanlıktan düz duvara tırmandığın için hoşlandığını sanıyorsun... ama boşver onu sen.. onla takıldığından beri benle ilgilenmiyorsun zaten..
Bu kız beni çıldırtıyor yemin ederim.. sıçtıımın esrası gerdeğime de girip bozar bu mal.. bu tip kızlar sevgili bulununca satışa getirilecek ilk insanlar arasına giriyor.. eğer bi arkadaşınız sevgili bulunca, sizi direk satmışsa suç kızda değil, bence direk sizdedir.. bu ne be arkadaşlığında bir sınırı var..
neyse en azından var olduğu kesin oldu aramızdaki şeyin, yani sanırım ne bilim.. sonuçta kenetleniyodu elimiz.. ebru gündeşin dizisinde de kenetlenmişti ama adam sonra bir ton borç yıkıp gitmişti.. ay allam olsun bu iş artık.. yanarım yanarım da orda şap diye öpmediğime yanarım çocuğu.. neyse ama bir adım ileriye gittik, artık bi sonuca ulaşacaz inşallahhh... yalnız böyle kendimi 10 yaş küçük hissetmek çok güzel bi durum.. sınıf başkanına aşık olmuş genç kız gibiyim :PpP
17.02.2009
Klişe klişe diye nicesine sarıldım
15.02.2009
Sen nesin hacı? gökten inen melek misin
13.02.2009
Beni bi tek sen anladın, sen de yanlış zamanda anladın
- çocuk gibi yemek yiyorsun, nasıl heycanlı, nasıl mutlusun öyle..
- aaa ama sen hiç yememişsin ki tatlını.. yemiceksen ver ben yiyeyim onu. o kadar para verdin boşa gitmesin...
- seni izlemekle bile insan doyar.. çıkarken yemiştim yemek ben.. sana birşey sorcam yanlış anlamazsan, aklıma takıldı sadece xxxxle eskiden bir tanışıklığınız mı vardı (pekmezin arkadaşı)
- yooo burda tanıdım onu...
- sizin eskiden birlikte olduğunuzu söylemişlerdi...
- ayy yok onla değil, ben onun arkadaşıylan çıktım.. taa izmirde ama..
- o zaman karıştırmışlar.. sanırım çok iyi değil aranız değil mi
- uyuz oluyorum ben ona bee.. malın teki o!!
Neden meden bilmem ne derken, bu bizim ordan kızın biriyle 3 hafta kadar çıkmış, 2-3 ay olmuş ayrılalı.. yavaş yavaş ona girdi muhabbet.. Hani böyle duyarsan yanlış anlama falan demeye başladı.. Kıza hiç dikkat etmemiştim.. bugünde izinli şansıma göremedim.. artık yarına iyice incelerim..
....
Sonra taksiyle eve geldik, dedi biraz sahilde yürüyelim.. yürüdük öyle, ben izmirdeyken de sevmiyodum gerçi sahilde yürümeyi.. bana nedense pek amele işi geliyor.. götüm donuyo yani, ne yürümesi.. Biraz yürüdük, eski şarkılardan felan bahsettik.. annesini anlattı.. Biz böyle çıkmaya başlıyor gibi bişey olduk.. Ben kesin öpüşecez gözüyle baktığım için hemen sakız çiğnemeye başladım.. Nolur nolmaz diyerek. vivivend piyasaya çıkmadan nasıl öpüşüyoduk acaba lan.. neyse kafamdan kuruyorum, nasıl yaklaşcak acaba, yaklaşmazsa ben yaklaşim.. tenha bi yere mi çeksem şunu, şu çocuklar gittikten sonra öper belki.. böyle açık havada da öpüşmeyi sevmem.. falan filan derken aynı sırada da filmde ağladığımdan bahsediyoduk..
- aaa ben çizgi filmlere ağlayan kızım sen nediyosun
- bence sen filmlere ağlamıyorsun, sen çok acı çekiyorsun sanırım.. canını sıkan şeylere ağlayamadığın için bu şekilde kendini rahatlatıyorsun.. bugün ağlaman hiç film acıklı diye değildi, belli bu..
ne diyeceğimi bilemedim, kaldım öyle.. şuana kadar hayatımın herhangi biryerinden girmiş olan herkes, benim için hep "Hayat sana laylaylom be PuCCa, hiç umrunda değil" demişlerdir.. beni daha ne kadarlık tanıyan adamın bunu söylemesi beni çok korkuttu..
....
annanemin ölümünü takmamış gibi görünüyordum ama, beni o kadar çok üzdüki.. üzülmeye utanır mı insan.. canım çok acıyor cidden.. son kez görme imkanım vardı ama ben sadece gücüm yok diye kadının yanına gitmedim.. cenazesine gitmedim... aynı şehirdeyken biz, bana kötü davranıyor diye yanına gitmedim, çok hastayım demişti zerre kadar inanmamıştım.. ben ondan daha kötü biriydim, ve o öldü.. ve ben onun ilk kız torunuydum, adımı o vermişti benim..
olayları duymak istemediğim için telefonumu kapatıp televizyon izledim.. Ve bir gün annemde ölecek, babamda ölecek.. ve ben hep sevdiğim insanlardan uzakta olcağım...
Herşey çok üstüste oldu.. hiçbirşeyim yoluna girmiyor, ve ben yoluna sokmayı başaramıyorum.. o kadar sahipsiz hissediyorum ki kendimi. Babam gene konuşmuyor benimle... Yemek bile yiyemediğim bir evdeyim.. borçlarım boyumu aştı.. Beni bir zaman seven adamların hepsi yuvalarını kurdu... başımda iki tane dava var ve hiçkimse bana 'nasılsın' diye sormuyor.. Ben hala battaniyenin altında lara ve biancayla konuşuyorum...
telefon açanlar "ee PuCCa bugün napıyoruz", " kızımmm duydun mu ne olmuş", "yaa başıma neler geldi bir bilsen", "napıyosun yaa, neyse sen boşverde çok kötüyüm bak bugün osman bana bunu bunu yaptı", "nerdesin sen bee, sana anlatacaklarım var, kazım benden ayrıldı napcam söylesene"
hep bunlar.. hep başkalarının dertleri.. çok umrumdaymış gibi gereksiz muhabbetleri.. üçkuruşluk akıllarıyla çözemedikleri boktan sorunları... birine bişey söylemeye çalışsam..
- borçlar moralimi bozuyor yaa, napcam hiç bilmiyorum
- amaan boşver, bizim amcaoğlununda vardı halletti o.. onu bunu bırak da murata ne mesaj atim şimdi..
İnanılmaz yalnız hissediyorum kendimi, işin ilginç yanı kimseyi de hayatıma almak istemiyorum sanki.. ne bilim, derdimi anlatmakta istemiyorum ama birileri olsunda istiyorum.. off bilmiyorum ne istediğimi.. Ve ilk kez birisi bana senin canın acıyor dedi.. Ve ben çok korktum.. doğal olarak öpüşmedik o yüzden..
12.02.2009
Berabere
Bugün öğlen pekmezle kız arkadaşı geldi kanala.. Esra Ceyhan söyledi, aşağıda diye.. hemen merdivenlerden bakmaya gittim.. Pekmez çok sık geliyordu zaten ama kızla gelmemişlerdi.. Eski sevgilisi olarak konuşmak gerekirse, "kız aynı bokuma benziyo, sırf ben kıskanayım diye getirmiş, zaten kıza bakışlarından belli hiç sevmiyor" 3. bir kişi gibi düşündüğümde ise.. "çocuğun sikinde bile değilim, kızı da gayet seviyor.. üstelik kız benden zayıf.." Maalesef eski kız arkadaş mantığı hiç bir zaman düzgün bir mantık değildir.. Düşünülen şeyler hep aynı şeylerdir.. "ayy onla sadece şey için çıkıyor, hala bana aşık onu sevmiyor, kız buna sümük gibi yapışmış, zorunlu olduğu için evlenmişler, sadece uçkuru için birlikte onunla, beni asla unutamaz, ayy kız çok çirkinn aynı boka benziyo, yani benden sonra bulduğu kıza bak hahaayy" Bunların hepsi yalan, zaten adam sizden sonra çirkin biriyle çıkıyosa, sorun kızda değil sizdedir.. Pekmezi o kızla görmek çok sinirimi bozdu açıkçası.. Yani sadece pekmez değil sorun, yaa birlikte olduğum her adamın başkalarına aşık olması, benide sadece bela, dert olarak görmesi çok sinirimi bozuyor.. ne bileyim beni anarlarken istiyorum ki karınlarında kelebekler uçsun.. ama bizimki sorunlu bir ilişkiydi denmesin hakkımda... yada ben karşılarına çıktığımda götleri atmasın off gene mi diye.. Birinin en büyük aşkı olmak istiyorum, en büyük belası değil..
Lise aşkım en yakın arkadaşımla yattıktan sonra evlendi birde çocuğu oldu, uğruna köpek olduğum oğlan şimdi nişanlandı, adımı bile unuttu, siğil dersen yeni sevgili yapmış kendine, üstelik kızın yaşı 17.. aralarında 11 yaş var.. Yani ne bilim bende istiyorum ki abi eski sevgililerim beni arasın sorsunlar.. onca senemiz geçmiş, yaa biliyorum asla arkadaş kalınmaz edilmez ama beni görünce pislik görmüş gibi davranmasınlar.. Herifler facebooktan beni engelliyor, telefonlarımı siliyorlar, msnlerimi yokediyorlar.. beni tamamen hayatlarından kaldırıyorlar.. Konuşmaya başladığımızda ise küfür kıyamet gırla.. Biraz izledim işte pekmezi.. kıskandım, sonrada hemen yukarı çıkıp sarmaya dedim.. "hadi aşağıya inip kahve içelim.." buda "sen in hemen geliyorum.." dedi
Pat pat pat indim aşağıya.. Pekmez hiç benimle konuşmuyor, doğal olarak bende ona selam vermiyorum.. karşılarındaki masaya oturdum.. böyle durumlarda çok mantıklı düşümediğim için, bak bende biriyleyim mesajı verecektim.. Şu anda düşünüyorum da ulan salak PuCCa, zaten çocuk senle onu aldatıp, başkasıyla çıktığın için konuşmuyor.. bide şimdi başkasıyla kıskandırmaya çalışıyosun sonra vay efendim bana neden kevaşe diyor.. daha ne desinler sana.. diye düşünüyorum ama o sırada aklım ortaokul çağı kızları gibi düşünüyor.. bi anda kafamda hepsi grubunun müzikleri çalıp dans etmek ihtiyacı duyuyorum..
Neyse işte masada oturuyorum bi yandan saçlarımla oynuyorum bi yandan kesiyorum otarafı çaktırmadan.. Kız beni tanıyodu zaten, şurda kirli dansımızı görmüştü.. Ağlaya ağlaya oturmuştu dana boku gibi.. Gerçi şimdi de ben oturuyorum aynı şekilde.. Önce hiç o tarafa bakmıyordum, ama kızın o sırnaşık hareketlerini görünce dayanamadım.. İyice diktim gözümü, ama pekmeze değil kıza bakıyorum.. kızda aynı şekilde bana bakıyor.. Sonra pekmezin arkadaşı bana bişey sormak için yanıma geldi.. İşle ilgili bişey sordu, ardından da "şurda bir kız kavgası yapında millet eğlensin" dedi gitti.. ardındanda bunlar kalktı gitti.. Bunlar gittikten sonrada sarma geldi oturdu yanıma.. Gerizekalı, hemen iniyorum demişti.. bebeler gitti ardından geldi.. çok sinirlendim bende..
- Hemen geliyorum dedin burda iki saat seni bekledim yaaa.. git kahveni iç ben gidiyorum..
dedim telefonumu aldım masadan pat pat pat çıktım yukarı.. tabi oğlana verdiğim tepki fazlaydı.. sanki çıkıyoruz.. hemen korkuttum kekliği.. Ama çok sinirlendim yaa.. oraya sırf onlar için oturmuş oldum.. evet onlar için oturdum ama bunu onların anlamaması lazımdı..
Kontorum olsa varya mesaj atardım şimdi, bi selam bile vermiyoruz falan diye.. kesin atardım yani. Kızda yanında olurdu en azından kavga ederlerdi bu gece yiyişmezlerdi.. Şeytan beni gaza getiriyor, sen istesen o çocuğu yeniden ayarlarsın.. sarmayı yedeğe al.. pekmezi bir daha dene.. Diğer yanımda diyor ki... Yeter abi yapma böyle kaltaklıklar, sana yaptıklarında demediğini bırakmıyorsun da, şimdi bu ne karaktersizlik.. Sarmadan da olacaksın sen böyle herkes benim olsun diye uğraşırken..
10.02.2009
Ortak nokta
9.02.2009
Anane
Ananemin babası Rum, annesi Rus.. Çok güzel bir kadınmış.. Yolda yürürken insanlar bunu izlemek için dururlarmış.. 14 yaşında birine aşık olmuş.. Babası yaşı çok küçük diye evlendirmek istememiş... bizimkide kaçıp gitmiş çocuğa.. Sonra bir kızı olmuş.. bakmış ki, ev işleri çok yorucu çocuğu bırakıp evine geri dönmüş.. Kızını tam 30 sene hiç arayıp sormamış.. yıllar sonra artık kız bunu merak etmiş de bulmuş.. Sonra bi askerle evlenmiş.. kalkıp karadenizde bir yere taşınmışlar. ondanda çocukları olmuş.. adam öldükten 3 gün sonra başka bir adamla izmire evlenmek için geri dönmüş.. yine bütün çor çocuğu orda bırakmış.. ama giderken yanına tapuları ve paraları almış.. Neden 3. gün başkasıyla kaçtığını ise, "ayy ölü eviydi gelen giden çok oldu başım kaldırmadı banane yaaa" diyerek açıklamıştı..
Çocuk sevmez, çiçek sevmez, insan sevmez.. İnanılmaz kötü bir dili vardır.. Soktumu 10 sene çıkmaz lafları.. evinde en fazla 2 saat kalabiliyorlardı insanlar.. Biz zoydaklıyla hiç birbirimizden ayrılmazdık, hala bir yere gidelim kolkola girip, kıkır kıkrı fısırfısır oluruz.. bunun evine gidince de bana bir laf söylesin zoydaklı atlar, ona bir laf söylesin ben savunurdum.. buda deli oluyodu buna.. bize beddua etmişti o yüzden.. "umarım aynı kocaya düşersiniz.. madem ayrılmıyorsunuz birbirinizden.. yada öyle bişey olur ki bir yanyana gelemezsiniz hayatınız boyunca" diyerek..
Ben torun sevmem derdi, benden çıkanı sevmiyorum torun ne yaa derdi suratımıza baka baka.. Ayak tırnaklarından, kulaklarına kadar heryerinin kremi vardı.. Bir sürü parfümü vardı.. Hayatında tek önem verdiği şey paraydı.. ve kendini çok genç zannediyordu.. O kadar yaşlanmıştı ki, o bunu hiç görmüyordu.. Sadece bir gün çok iyi hatırlıyorum, ben saçlarımı tarıyodum.. geldi yanıma aynadan baktı baktı bana.. "bir gün aynaya bakıyordum, çok güzeldim.. gözlerimi kapadım bir açtım 80 yıl geçmişti" demişti.
...
Çok küçükken kısa bir süre ananemin evinde kalmıştım.. Bir gün okuldan eve bir geldim.. kapı duvar kimse yok.. Bende inanılmaz pasif bir çocuktum o zamanlar.. kimseyle konuşamazdım.. İnsanlardan çok korkardım.. O yüzden hiç kimsenin kapısını çalıp, ay ananem evde yok diyememiştim.. Hatta çişim gelince merdivenin altına gidip yapmıştım.. Artık hava kararınca kadın içerde öldü dedim.. kapıyı taşlarla kırmaya çalıştım.. komşulardan biri duyup geldi aldı beni.. annemi aradık, annemde dayımı felan aradı.. ortaya çıktıki ananem sabahtan urlaya gitmiş bi akrabamıza.. beni unutmuş.. sonrada nasılsa başının çaresine bakar diye umursamamış..
Öyle bir kadındı.. hakkında çok hikayeler anlatırlardı.. onun yuvasını yıktı, bunun evini dağıttı falan filan diye..
Ve şimdi o kadın öldü.. Annem ananemden nefret ederdi.. Kardeşim aradı, annem perişan halde oldu dedi.. Son kez görmek için morga girmişler.. gözlerini kapatamamışlar..
Ben hiç üzülmem zannediyordum ama sanırım üzüldüm.. Yani bilmiyorum sadece garip bir duygu.. Kadın için iyi bir kelime bulamadığım için üzüldüm.. Koskoca hayatında neler gördü geçirdi, ne aşklar ne kavgalar.. ne ülkeler gördü, ne şehirlerde yaşadı.. paranın içinde yüzdü.. ama şimdi hepsi kayboldu.. Boşuna yaşamış gibi sanki.. Ölüm çok ilginç birşey... Bazı durumlarda ne hissettiğimi anlayamıyorum.. şuanda da anlamıyorum.. Mala bağlamış gibiyim..
7.02.2009
Tesadüf
5.02.2009
Seni seçtim pikaçu
Bizim haberde bir çocuk var.. çocuk değil ama başka bişi o.. Ne zaman baksam 3 buçuk kilo eriyorum.. Baktım sosyal hayatım sıfır, pekmezi deli gibi özlüyorum.. birini bulmazsam, pekmezin kapısında kendimi rezil etcem.. bende sadece işyerinde eğlenenler sınıfına girmeye karar verdim.. Eskiden işyerindekilerle sadece işle ilgili konuşurdum.. ama artık herşeyle ilgili konuşmaya başladım.. gereksiz bir samimiyet, yılışıklık oluşmaya başlayınca kaçarın yok PuCCa sende işten eve, evden işe bir hayatın yolcusu oldun dedim.. Ve bari bu olay eğlenceli olsun diye o çocuğa sardım.. Aslında öyle ahım şahım birşeyi yok, pekmezden çirkin, siğilden çirkin ama onlardan daha sevimli.. Karakteri huyu suyu nasıl bilmiyorum, uzaktan gördüğüm kadarıyla piç kurusu.. Oda sadece tahminim, tipi iyi, ses tonuda çok iyi, parası pulu yok.. çünkü hiçbirimizin yok.. Şurdan paralı birini düşürmemin imkanı yok o yüzden.. Bi kere telefonda birinden borç istiyodu duymuştum.. Çok güzel giyiniyor, dişleri inci gibi ve komik bir çocuk.. çünkü ne zaman yanına birileri gitse hep kahkaha atıyolar..
Varya çocuğu bir kesiyorum şerefsizim papayı öyle kessem, adam hak dinine döner.. gider hacca 7 kere turunu atar, havaalanından da incik boncuk alıp yanıma gelir.. Dedim kesmekle bu iş olmayacak.. Bi şekilde yakınlaşmak gerek.. Aynı kattayız ama birimlerimiz hem ayrı, hem birbirimize çok uzağız.. Bizim o grupla pek muhabbetimiz olmuyor, hatta hiç olmuyor.. Bir tek ordan bi kız var, onla aram iyi.. Ondan ona yanaşsam desem, sürekli o tarafa geçince hemen kıllanacak millet.. Öğle yemek saatlerimiz bile farklı nerdeyse.. biz kurulu saat gibi 1 dk şaşmıyor yemek saatimiz.. onlar bazen inmiyor.. Servis saatleri desem, farklı yerlerde oturuyoruz...
Yan tarafımda cam duruyor, camdan onların orayı görebiliyorum, çocuk arşive gidince ben hemen koşarak, resmen koşarak ama oraya gidiyorum.. aklıma gelen en alakasız şeyi arıyorum.. Tabi herif bulacağını 2 dakikada bulup çıktığı için sadece birbirimize gülümsüyoruz..
Sonra düşündüm düşündüm.. Bi şekilde muhabbeti kurmalıyım diye.. bingoo tuvalet tabii..
Tuvalate giderken bunu görüyorum, hemen ardından ishal olmuşum gibi koşarak ben gidiyorum..
ellerimi suya azcık dokundurup, elime kağıt peçeteyi alıyorum, hani çocuk dikkatli biriyse "ayy pisliğe bak kukusunu yıkadıktan sonra ellerini yıkamamış" demesin diye.. Ki ben bakıyorum tuvaletten çıkan adam elini yıkamış mı yıkamamış mı diye.. Bir tanesi var herif hiç yıkamıyo.. tokalaşmıyorum bile onla.. içerde malafatıyla oynayıp oynayıp geliyor.. yemek falan yiyo birde örrkk..
Neyse işte ben bekliyorum kapının orda hemen yan tarafımızda erkekler tuvaleti, kapının sesini duyunca hemen atlıyorum çıkıyorum.. şöyle bir gülümseyip birbirimize, gidiyoruz.. Gülümsemenin ötesine geçememiştik daha.. Gerçi tuvaletten çıktıktan sonra ne konuşcaz.. "ee nasıl rahat sıçabildin mi" diye mi soracam çocuğa.. Ama elbet birgün bu kadar gülümseme, naber demekten öteye geçecem diye düşünüyordum ki,
.....
o gün bugündü işte!! az öne gene ben bekliyodum kapı sesi çıktı, hemen çıktım dışarı.. Baktım başkası çıktı.. Hemen pıtpıtpıt geri içeri geçtim.. milletinde bağırsaklarının çalışası gelmiş.. Kızın biri benle konuşuyo tuvalette.. gri oje çok moda bu yıl bik bik beynimi sikiyo.. bende tamamen beynimi karşı kapının sesine veriyorum.. bi taraftan kızın sesi, içerdekinin sifon sesi, musluğun sesi, fotokobinin sesi, insanların uğultuları arasında beynimi sadece kapıya yönlendirdim.. sanki diğer sesler yokmuş gibi düşünmeye çalışıyorum, bir yandan da diğer kıza gülümseyerek hımm hımm yapıyorum.. inanılmaz yorucu birşey.. O sırada gıırrrç sesi duydum, kızı siktirettim ve yavaş çekimde kapıyı açıpp çıktım..
Yanlış alarm, başkası çıkmış tuvaletten.. Neyse artık bi dahaki sefere dedim gidiyodum ki, çocuk üzerimdeki badyle ilgili bişi söledi.. sonra orda konuşmaya başladık.. O sırada da benimki çıktı tuvaletten.. Varya allam sana şükürler olsun şu meteroloji denen şeyi yarattın, yoksa böyle gereksiz zamanlarda neyle ilgili konuşabilirdik biz aciz kulların.. ayy havalar soğuk, doğalgaz zamları bimeneleri derken yanımızdaki çocuk gitti.
Biz kaldık onla başbaşa.. Tuvaletin önünde ne kadar başbaşa kalabilirsin bilinmez ama bana başbaşa gibi geliyordu.. Hatta orası tuvalet önü değil, cennetin en tenha köşesi gibi.. Kuşlar felan cıvıldıyo, ben üstüme beyaz ipekten kombinazon giymişim, çocuk şortuyla karşımda öyle romantik bi konuşma.. (Artık nasıl vahim durumdaysam romantizmle, porno filmleri karıştırdım..)
Neyse işte biz hava durumundan bahsediyoruz kırıta kırıta, "ayy yağmur yağmasın saçım akıyo" dedim.. Sonra o güzel gözlerini saçlarıma diktii diktii, "sen neden saçlarını boyadın ki, siyah çok güzeldi bence. Eski filmlerdeki kadınlara benziyodun siyah saçla" dedi...
Lan sen saçlarımı beğenirsin de ben o saçları siyah yapmazmıyım.. kolsuz güzelsin de, kolumu keser önüne atarım bee, böyle demedim tabi.. ortaokul kızları gibi ileri geri sallanıp, bir yandan duvarla oynayıp, diğer yandan utanmış taklidi yaparak kıkırdadım.. Tam o sırada pat pat sesleri eşliğinde Esra ceyhan geldi.. Beni gördüğü anda basbas bağırmaya başladı..
- yaa kızım çıldırttın beni sabahtan beri seni arıyorum.. nerdesin yaa sen.. çok önemli bi durum var...
tuttuğu gibi kolumdan çekip götürdü beni, evimin direği, çocuklarımın babasının yanından.. Bi süre beynime oksijen gitmedi kendimde değildim.. bana göstereceği şey, 3 seneden beri şu FW maillerle 'dünyanın en romantik klibi' diye dolanan klipmiş.. Bi capon var hani fotoğrafçımı ne dangalak.. Kuaför bi kıza aşık oluyo.. Sonra kızın gözlerine kezzap dökülüyo kör oluyor.. Bu salak gidip kıza iki gözünü birden veriyo.. Ulan mal herif, bi gözünü versene ikinizde mutlu mesut yaşayın işte.. Sonra işte terkediyo kızı, körüm ben sana layık değilim ayağına.. Sonra kız bunu motor pistinde buluyo, elinde kızın fotosu var.. Lan pezevenk! sen kör değil misin? foto kabartmalı mı ki, ne alaka yani fotoyu göremiyosun bile..
İşte bunu göstermek için beni orda rezil etti aldı getirdi.. O kadar sinirlendim ki esra ceyhana.. gerizekalı insan evladı.. Gerçi kız bilmiyo çocuktan hoşlandığımı, söyleyemem de.. çünkü kızın yaşı 27 ama beyni hala 12.. Herkesin içinde "aaauuu PuCCa bakk, uuuu PuCCaaaaaaa" diyecek.. o kokoreçleri aldırdığım çocuk ne zaman bizim oraya gelse.. bu işaret yapıyor "PuCcaaaa baaaakk seninkiii" diye kıkırdamaya başlıyor.. Hiiç o sıkıntaya giremem..
Şimdi camdan izliyorum gene.. masasının kenarına o sıkı poposunu koymuş, gazeteye bakıyor.. Bende hayallere dalıyorum.. O masa bizim yemek masamızmış masuscuktan, pazar sabahı ben kahvaltıyı hazırlarken oda gazeteyi okuyomuş.. bende kızıyomuşum felan "aaa çek o sert kaslı poponu, yemek yicez" diyomuşum.. o da sert adeleli kollarıyla beni sarıp, masanın üstüne atıyomuş, ben kikirdeyerek "ayy çocuklar uyanacak yapma" diyomuşum.. 2 çocumuz varmış, babalarına benziyomuş falanmış filanmış.. oofff offff..