10.09.2008

Tanışma

Siğille sinemaya gittik.. anamorph.. kesinlikle gitmeyin.. iğrenç bir film.. evde yaprak dökümünü izleyin daha heycanlı, daha atraksyonlu yemin ederim...
aramızda ama böyle buz dağı var çocukla, ben resmen köpek gibi davranıyorum bebeye!
- babylondaki iş olursa süper olacak.. sen orda olursan ben burayı bırakırım zaten, ama kararın burası olursa haftanın 2 günü olacak ya beraber gideriz hatta..
- bana göre yapma planlarını, önce burda çalacak yerinizi bulun da, sonra hayal kurarsın
....
- beni de ispanyol sanıyolardı hep sahilde
- nereni sanıyolarsa o kıllarla.. onlar ispanyol görmemiş demek ki
.....
- keşke bana da kola alsaydın
- camış boku gibi oturacağına sen gidip alsaydın!
bu şekilde saçma sapan hareketlerime çocuk sonunda illallah etti.. ben hoşlanmadığım insanların yanında inanılmaz gıcık biri oluyorum.. sinemadan sonraki muhabbetin eve kayıp mokoko sürecine geçmemesi için kendimce böyle bir savunma mekanizması kurdum.. elime ne geçecekse.. çocuk sıkılıp terkedecek beni.. sonra ben öyle camış boku gibi kalacam ortada... vapurda artık bir iki üç derken çocukta gıkını çıkarmıyor diye hakaretlerin boyutunu ben arttırınca..
- senin neyin var, babanı falan öldürdüm de benim mi haberim yok.. bodrumdaki o kızdan eser yok sende... ne yaptım sana..
- sorun ne biliyo musun, seninle yatmak istemiyorum.. hastalık kaptım mı kapmadım mı bilmiyorum, bi kere yattık diye bu ilişkinin sadece mokoko üzerine kurulu olmasını istemiyorum... sana dokunmak istemiyorum, senin evine gitmek istemiyorum...
tabi ben bunu söylerken.. vapurda yan tarafımızda oturan çift bizi dinliyodu... vapurdan inene kadar ağzını açıp birşey söylemedi.. elimi de tutmadı.. sonra sahilde bi cafeye oturduk.. orda da ağzını bıçak açmadı.. bende öyle sağa sola bakındım bi yarım saat geçti..
- PuCCa ben sana kendini değersiz hissettirecek bir hareket mi yaptım. ben seni hiçbir zaman zorlamadım.. o gece sen beni zorladın.. alkollü değildin, ben sana defalarca sordum emin misin diye.. anlamıyorum, kendini neden böyle hissediyorsun.. seni hiçbir zaman yatıp kalkacağım biri olarak görmedim.. bunu hissetmene hangi hareketim sebep oldu..
- sorun sen değilsin dicem ama çok klişe olacak.. ben paranoyak biriyim belki.. yani devamlı sizin evde takılıyoruz, çok az dışarı çıkıyoruz.. ve sürekli arkadaşlarınla birlikteyiz.. ne bileyim.. sana açıklamam çok zor, kelimelere dökemiyorum..
- bundan sonra bizim evde takılmayalım, istemediğin hiçbirşeyi yapmayalım da.. kendini nasıl mutlu hissedeceksen öyle olsun herşey.. ama senden tek istediğim kendini biraz aç artık bana.. senle ilgili konuşalım.. konuş benimle..
- höhh yani, ben konuşmasam senin konuşacağın yok ki.. hep ben konuşuyorum zaten
- konuşuyosun hemde başımı şişirecek kadar! ama kendinden bahsetmiyorsun.. hep etrafındaki olayları anlatıyorsun.. onların canı cehenneme.. ben seni merak ediyorum, seni üzen şeyleri, seni mutlu eden şeyleri, hayallerini, meraklarını, planlarını, bir adaya gitsen yanına alacağın 3 şeyi bile merak ediyorum.. bana kendini anlat, başkalarının hayatlarını değil..
- ayy çok bayıksın ya sen, şiirde okim ister misin...

sonra tuvalete gittim.. klozette düşündüm.. belki de ilk defa bir ilişkimde gerçekten de sorunun ne olduğunu söyledim.. ki söylenmesi en zor olan şeyi.. üzerimden büyük bir yük kalktı... o kadar umursamaz serseri gibi durduğu halde bu konuşmaları.. bi yanım güvenme diyor... her kızı etkileyecek şeyler bunlar.. seni merak ediyorum kendini anlat diye.. kimbilir kimlere demiştir.. 50 küsür siğili kaptığı kızı nasıl tavlamıştır... kusmuklu ağzımı öpütükten sonra haftalarca beni aramamıştı bile.. o zamanda bu çocuk aşık bana demiştim de.. hem bi de bana geveze dedi, mal insan!
bir yanımda güven diyor... ama o neden güven dediği hakkında birşey söylemiyor.. sadece "güven lan PuCCa, siktiret yattın zaten bebeyle.. gidebildiğin en uc noktaya gittin daha neyini dert ediyosun.." diyor...
ama çok hoşuma gitti, benim onca dengesizliğimi anlayışla karşılayıp, sorunu kendinde zannettiği yetmiyomuş gibi bide öle bana kendini anlat falan..
gittim sahilden çingene bulmaya.. her zaman karınca gibi bıdır bıdır olan o çingeneler. o gün yoklar! yürü yürü sonunda birini buldum.. gittim gül aldım siğile.. 15 ytl paramı altı orospu karı! sanki gül değil orkide satıyo!
- al bunları senin için aldım, senden de özür dilerim şuurumu kaybetmiş gibi davrandığım için
- ahaha inanmıyorum, ilk defa bir kız bana çiçek aldı..
- neden lan! yoksa hep erkekler mi çiçek alıyodu sana... bizde böle olumm, kız gibi ağlanıp duruyodun baktım, rajona uysun bari dedim...
- bu gülleri kitap arasında kurutacağım, sen çok şapşalsın ya..
- bi adaya gidersem de alacağım şeyler, meyveli yoğurt, antep fıstığı ve çikolata.. ömür yaşarım başka birşey yemeden, en korktuğum şey su trafoları ve karşıdan karşıya geçerken yere düşmek.. en büyük hayalim çok ünlü biri olmak.. hayatta tek istediğim şey anne olmak.. kimseye küsemem, darılmam, kırılmam, ama zamanı geldi mi ağzına sıçarım... kemal sunalı ne zaman görsem ağlamak geliyor içimden, rosto yiyemem, çorba sevmem, sigara izmaritini bardağa, tabağa söndüren kişiden nefret ederim... şimdilik bu kadar... kalanını da sen zamanla öğrenirsin.. sıra sende..
- bir adaya düşersem, seni, müzik aletlerimi ve bilgisayarımı alırdım... korktuğum şey yabani hayvanlar, en sevmediğim yemek bamya, sevdiğim ise pizza... hayatta tek istediğim şey müzik öğretmeni olmak. hayalim radioheadla aynı sahneye çıkmak, en nefret ettiğim şey yalan, en beğendiğim yerim ayaklarım ve ellerim... bir kızda ilk baktığım yer gözleri ve benleri, sana aşık olma sebebim gerdanındaki benin ve herşeye gülümseyişin... kalanı için önümüzde çok uzun seneler var..

Hiç yorum yok: